Milyonlarca çalışanın gözü taban fiyata yapılacak artışta. Taban fiyata bu yıl toplamda yüzde 95 artış yapıldı, 5 bin 500 liraya yükseltildi.
2023 artırımı için süreç aralık ayında başlıyor. Taban ücretlinin beklediği fiyat tespit komitesi birinci toplantısını aralık ayının birinci haftasında gerçekleştirecek.
İşçi, patron ve hükumetten 5’er temsilcinin katılacağı kurul, yeni yılda geçerli olacak taban fiyatı belirleyecek.
Asgari fiyatta ocak ayında yüzde 50 ile tarihi artışa gidildi. Temmuzda ise yüzde 30’luk orta artırım yapıldı. Minimum ücretliden alınan vergilerden de vazgeçildi.
Milyonlarca işçiyi ilgilendiren taban fiyatta artırım oranının ne olacağı merak ediliyor. Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, asgari fiyat artırımıyla ilgili “Hayali değil gerçekçi bir sayı üzerinde durmak lazım” karşılığını verdi. Peki taban fiyata yüzde 50 artırım olur mu?
Vergi Uzmanı Muhammet Bayram bahisle ilgili şu sözleri kullandı: “Daha evvel yapmış olduğum açıklamalarda da belirtmiştim. Sayın Cumhurbaşkanının asgari ücretle alakalı yapmış oldu açıklamada ayakları yere basan bir düzenleme yapacağız demişti. Tekrar sayın Bakan Bilgin’in de enflasyona sebebiyet vermeyecek bir sayının ortaya çıkarılacağını söylemişti.
‘ASGARİ ÜCRETLİNİN ALMADIĞI YÜZDE 12’LİK FARK VAR’
Bu çerçeveden bakacak olursak taban ücretlinin devir ortasında enflasyon yüzde 42 düzeyindeyken, yüzde 30’luk bir artırımla almadığı 12 puanlık bir enflasyon farkı mevcuttur. Buna son 6 ayın da enflasyonu katılacaktır. Fakat şunu da belirtmek gerekiyor. Minimum fiyata yapılan artırımın enflasyon kadar olma ve enflasyon farkı kadar artırılma kuralı bulunmuyor.
Asgari fiyat büsbütün masada bulunan Taban Fiyat Tespit Komisyonu’ndaki emekçi, patron tarafının toplantılarıyla belirleniyor. Devlet burada kurul olarak bulunuyor. Lakin hükümet yetkililerinin daha evvel yaptığı açıklamalarda sabit dar gelirli ve sabit orta gelirlinin enflasyon karşısında ezdirilmeyeceği açıklanmıştı. Yani hem minimum fiyatlı hem de öteki ücretlilere emsal teşkil edecek bir artış yapılacaktır.
Bahsetmiş olduğumuz üzere periyot ortasında alınmayan 12 puanlık enflasyon farkı mevcuttur. Ekim ayı enflasyonu aralık ayına nazaran yüzde 57 olarak belirlendi. Yeniden kasım ayı enflasyonu da 3 Aralık prestijiyle açıklanmış olacaktır.
‘YÜZDE 30-35 ORTASI ENFLASYON BEKLENTİSİ MEVCUT’
Ekim ayı prestijiyle şu anda 15 puanlık bir fark kelam hususudur. Lakin kasım ve aralık aylarının enflasyonunun belirlenmesiyle birlikte 15 ile-20 puanlık bir enflasyon beklentisi de mevcuttur. Yani toplamda son 6 aylık yüzde 30 ile yüzde 35’lik bir enflasyon beklentisi mevcuttur.
Yine Merkez Bankası beklenti anketine nazaran son olarak 65’ten 68’e yükseltildi sene sonu enflasyonu. Lakin piyasa analistlerine nazaran sene sonu enflasyonu yüzde 70 ile 75 civarında gerçekleşecektir.
Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde hem sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları hem de Bakan Bilgin’in açıklamaları üzerine taban ücretliye en az yüzde 40 bir artış yapılacaktır.
Yüzde 40’lık bir artış 7 bin 700 TL’ye, yüzde 45’lik bir artış 7 bin 975 TL’ye minimum fiyatı yükseltir.
‘9 BİN 500, 10 BİN LİRA GERÇEĞİ YANSITMIYOR’
Piyasadaki kimi yorumcular ve ekonomistlerin yapmış olduğu 9 bin 500-10 bin, 11 bin üzere minimum fiyat sayıları muhakkak gerçeği yansıtmıyor.
Zaten sayın Bakan Bilgin’in söylemiş olduğu yüzde 50 üzeri artışın gerçekçi olmadığı yaklaşımı buradan kaynaklanıyor. Bu oran üzerindeki artışlar enflasyonu tetikleyici bir duruma da sebebiyet verecektir. O yüzden burada 8 bin sayısı ruhsal bir sayı olarak gözüküyor ve özel bölüm 8 bin TL fiyatını hem fiyatlamış hem de kabul etmiş durumdadır. O yüzden yüzde 50’den daha fazla artışlar gerçeği yansıtmıyor.
İŞVEREN TARAFININ TABAN FİYAT BEKLENTİSİ NEDİR?
Yüz kişi ve daha altında taban fiyatlı çalıştıran işletmelerin oranı yüzde 80 civarındadır. Özel kesimde daha fazla zorlanacak ve fahiş fiyat artışlarıyla birlikte kayıt dışılığın gelecek kesim bu kısımdır. Minimum fiyata artırım yapıldığında bütün alt tedarikçiler de birebir oranda artırım yapmaktadır. Bu gerçekçi bir yaklaşım ve uygulama değildir. Buna ait devletimizin kontrol sistemlerini işletmesi gerekiyor. Fakat bu da bir gerçek olarak karşımızdadır. O yüzden taban fiyata yapılacak fazla bir artışın hem işletmeleri kayıt dışılığa iteceği hem de işletmeleri finansal sıkışıklığın olduğu bu devirde güç duruma düşüreceği de aşikardır.
İşletmeler enflasyonist ortamda belirli ölçüde fiyatları artırarak kendilerini koruyabilirler. Lakin sabit dar gelirli ve sabit orta gelirli vatandaşlarımız enflasyon karşısında ezilmiş oldular. Kasım ve aralık enflasyonu ile birlikte de yapılacak artırımı daha sağlam bir halde varsayım edebiliriz.
İşverenin kabul ettiği makul düzey yüzde 40 ile 50 ortasındaki bir düzeydir. Kimi patronlar çalışanlarına ellerinden geldiğince artırım yapmak istiyor. Zati bu meblağ en düşük özel dal fiyatıdır. O nedenle patronlar serbestçe bunun üzerinde fiyat siyaseti belirleyebilirler.”