Cumhuriyet gazetesi muharriri Barış Pehlivan, Kayseri’de huzurevinde ölen Alzheimer hastası Cemile Özgür’ün İlim Yayma Cemiyeti’ne ‘cennet vaadi’yle konutunu bağışladığını, karar verme yetisini etkileyen rahatsızlıklarına karşın ‘hukuki ehliyeti vardır’ raporu verildiğini yazdı.
Pehlivan, “Organize ‘cennet’ aldatması” başlıklı yazısında İlim Yayma Cemiyeti’nin Kayseri’deki şubesinin, AK Partili Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ın aracı olmasıyla yaşlı bayanla tanıştığını ve Şube Müdürü İsmail Arslan’ın “Cemile Hür kendi iradesi ile taşınmazı bağışladı. Ahirete yatırım yapmak istediğini ve bu nedenle bağışladığını, söyledi” sözlerini paylaştı.
Pehlivan, 82 yaşındaki bayanın hem okuma ve yazma bilmediğini hem de Alzheimer hastasını belirterek, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin karar verme yetisini olumsuz etkileyen bu rahatsızlıklara karşın, “Cemile Serbest’in türel ehliyeti vardır” dediğini aktardı.
Pehlivan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Cemile Özgür konutunu İlim Yayma Cemiyeti’ne bağışladıktan 2 yıl sonra hayatını kaybetti.
Yakınları işte o vakit yaşananları öğrendi ve bu zamanın iptali için yargı yolunu tuttu.
Haliyle…
Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi de Cemile Serbest’in tapu dönemi sırasında “akli melekelerinin yerinde olup olmadığını” İsimli Tıp Kurumu’na sormaya karar verdi. Son kelamı o söyleyecekti.
Ve beklenen rapor 2021 yılının sonunda geldi. Adli Tıp Kurumu özetle şöyle dedi: Cemile Özgür hür iradesiyle konutunu bağışladı!
Sahi…
İlim Yayma Cemiyeti lehinde karar veren İsimli Tıp Kurumu’nu kim yönetiyordu?
Kuruma 2007’de lider yardımcısı olarak giriş yapan, 2022’de de başkanlık koltuğuna oturan Hızır Aslıyüksek.
Peki, Aslıyüksek’i diğer nereden tanıyoruz?
İlim Yayma Cemiyeti’ne ilişkin vakfın sitesine giriyorum. Mütevelli heyetine bakıyorum. Lider olarak Bilal Erdoğan’ı, üye olarak da Hızır Aslıyüksek’i görüyorum.
Yani, İlim Yayma Cemiyeti lehinde karara imza atan İsimli Tıp Kurumu’nun en başında İlim Yaymacı biri oturuyordu.
Bakınız…
Kayseri’de bu davanın duruşması vardı dün. Ve mahkeme İlim Yayma Cemiyeti lehinde karar verdi. Tüm kuşkular görmezden gelindi.
Bununla birlikte duyuyorum ki bu yazdığım tek örnek de değil. Huzurevlerindeki yaşlı insanların meskenlerini kendilerine bağışlatmak için ağır uğraş sarf eden tarikatlar ve uzantıları var. Maalesef ki sağlıklı karar yetisi olmayan o beşerler “cennet vaadiyle”, yani din istismar edilerek kandırılıyor.
14 Mayıs’ta neyi mi seçeceğiz? Bu kirli sisteme devam mı, tamam mı?” (KAYNAK)