ANKARA – CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’nin kapalı olduğu 3 ayda hangi kararlara kaç imza attığını ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Partili milletvekillerine “sahaya inin” davetine karşın milletvekillerinin halkın ortasına karışamadığını belirten Karaca, “Tek kişilik şahsım hükümeti ‘boş’ durmadı” dedi. CHP’li Karaca, temmuz ve ekim ayları ortasında Meclis’in kapalı olduğu üç aylık periyotta Cumhurbaşkanlığı tarafından “alelacele” yayınlanan ve yürürlüğe konan çok sayıda kararname, karar ve yönetmelik olduğunu belirterek, “İktidarları sona ermek üzere olanlar giderayak neyin kararını alıyorlar?” diye sordu.
MECLİS TATİLİNDE CUMHURBAŞKANLIĞI KARNESİ
Karaca’nın açıklamasına nazaran Meclis’in tatilde olduğu periyotta 4 cumhurbaşkanı kararnamesi, 26 milletlerarası andlaşmalar ve kontratlar, 185 cumhurbaşkanı kararı,10 cumhurbaşkanı kararı ile yürürlüğe konulan yönetmelik, 1 tane bildirim ve 150 atama kararı yayınlandı.
“TBMM’yi yok saymaya kimsenin gücü yetmeyeceğini” söyleyen CHP’li Karaca, “Türkiye’nin parlamenter geçmişini keyfinize nazaran bir kalemde silip atmaya, her kararı kendiniz almaya ve saray dayatmalarını legalleştirmeye çalışırsanız bu ülkede sistem bozulur. Yaz tatilini fırsat bilerek çok sayıda kararı Meclisten ve halkın gözünden kaçırarak çarçabuk imzalamak, 84 milyonun çıkarları tek kişinin keyfi için hiçe saymaktır” tabirlerini kullandı.
Meclis tatildeyken Resmi Gazete’de yayımlanan kararları incelediklerini belirten Gülizar Biçer Karaca, kararların ivedi kamulaştırma, orman alanı vasfı dışına çıkarma, Özelleştirme Yönetim Başkanlığı ve atama kararları üzere mevzularda halkın lehine değil aleyhine olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz üç aylık devirde 4 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve 185 Cumhurbaşkanı Kararı yayınlanmış, Cumhurbaşkanı kararı ile 10 yönetmelik yürürlüğe konmuş, 1 bildirim yayınlanırken, 26 memleketler arası antlaşma ve mukavele tasdik edilmiş. Tam 150 tane atama yapılmış. Üç aya sıkıştırılan 185 kararın içeriğini incelediğimizde farklı ayrıntılarla karşılaştık. 7 karar, çeşitli takım ve atamalara dair karar ve yönetmelik değişiklikleri, Türk Silahlı Kuvvetlerini direkt ilgilendiren 4 karar, çeşitli yatırımlara hibe ve devlet dayanağı konusunda yalnızca 11 karar gözümüze çarptı. Memleketler arası münasebetler ve kamu kurumlarının yurtdışı örgütlenmelerine ait de 9 karar var. Pekala geriye kalan 153 kararın içeriği nedir?”
‘HER KARARI SARAY ALACAKSA BAKANLAR İŞSİZ Mİ KALACAK?’
Bakanlıklar ve çeşitli başka kamu kuruluşları ile ilgili toplamda 94 kurumsal karar alındığını, bu kararların ortasında TMSF ve TAPDK üzere kurumlardaki değişiklikler olduğunu, Ateşli Silahlar Kanununda değişiklik üzere TBMM kontrolünden geçmeden yürürlüğe giren maddelerin sakıncalar doğuracağını söz eden Karaca, “Üstelik bu 94 içerisinde 24 karar, yalnızca Özelleştirme Yönetimi ile ilgili değişiklikleri içeriyor. Üç ayda bir kurum hakkında 24 kararı ne maksatla, ne münasebetle alıyorsunuz? Giderayak hangi metot ve uygulamaları yazboz tahtasına çeviriyorsunuz?” dedi ve şöyle devam etti:
BAKANLIKLARA NE GEREK VAR?: Maşallah tek adamın bilmediği, Sarayın karışmadığı ayrıntı yok. Madem en kıyıda köşede kalmış hususların kararını bile Saray’dan alıyorsunuz, oldu olacak bakanlıkları da kaldırın. Sırf tasdik makamı sıfatına indirecekseniz Bakanlıklara ne gerek var?
GİDERAYAK BU KADAR ‘ACELE KAMULAŞTIRMA’ NE İÇİN?: Gülizar Biçer Karaca, alınan Cumhurbaşkanlığı kararlarının üçte birinin “acele kamulaştırma” başlıklı arazi tahsislerinden, 11 vilayette orman vasfını kaybettiği argüman edilen toprakların statülerinin değiştirilmesinden ve arazi rantı temelli benzeri kararlardan oluştuğunun altını çizdi ve sayılarla konuştu: “İncelediğimiz 185 kararın 59’u, yani kabaca üçte biri çoğunluğu ‘Acele Kamulaştırma’ başlığı taşıyan düzenlemelerden oluşuyor. Ülkede ekonomik istikrarlar bu kadar bozukken, iktidar temsilcileri altı ay evvel hakaret ettikleri Körfez Ülkeleri başkanlarının kapısını kredi için çalarken, daima kısıtlı kaynaklardan ve tasarruflardan bahsedilirken, bir de bakıyoruz bir sürü arazi kamulaştırılıyor. Üstelik çabuk kamulaştırma tarzı ile yangından mal kaçırır üzere…
BU BİR GİDERAYAK YAĞMALAMA ATAĞI: 3 ayı “boş” geçmeyen tek adam ve şürekasına 1 Ekim TBMM’nin açılışında mesajım şudur ki: “Güz” geldi, yaprak dökümü hızlandı. Aşikâr ki Ucube Saray Rejimi de artık iktidarı kaybedeceğini anlamış ve giderayak ülkenin kaynaklarını TBMM kontrolünden geçirmeden yağmalama atılımı başlatmış. Yalnızca Beykoz ilçesinde bir sürü mahallenin daha evvel sit alanı kapsamına giren topraklarının statüsünün değiştirilmesine dair 6 Cumhurbaşkanlığı kararı mevcut. Kelam konusu İstanbul olunca, İstanbul’un hala biraz yeşilliğe sahip son ilçelerinden Beykoz’da sit alanlarına neden bu türlü çabucak müdahale edilmek istendiğini, neden Saray’ın giderayak buraya ağırlaştığını iddia edebiliyoruz.
LAYIKIYLA ‘HESAP’ SORACAĞIZ: Alınan tüm bu kararların takipçisi olacağız, tespit ettiğimiz ne kadar usulsüzlük varsa bunlar hakkında cürüm duyurusunda bulunacağız. Hiçbir vatandaşımız kaygılanmasın. İktidarımızda, demokrasiyi işler kılacağız, güçlendirilmiş parlamenter sistemi hakim kılacağız, Meclis kontrolünden kaçırmaya çalıştıkları bütün Saray usulsüzlüklerinin hesabını layıkıyla soracağız!” (DUVAR)