Süpermarkette çalışan, 2 çocuk babası Adem Bingöl, uzun mühlet cep telefonu ve internet kullanması nedeniyle ilkokul 2’nci sınıf öğrencisi oğlu Rüzgar Çınar ile sorun yaşamaya başladı. Yasaklamalarla sorunu çözemeyen Bingöl, orta buluculuk prosedüründen faydalanmaya karar verdi. Müzakereci Arabulucular Derneği Başkanı Feridun Balcı ile görüşen Bingöl, günde ortalama 3 saat internet ve cep telefonu kullanan Rüzgar’ın müzakereyle ikna edilmesini sağladı. Rüzgar’ın hafta sonu 1,5 saat, hafta içi ise yarım saat internet kullanmayı kabul etmesi üzerine baba-oğul orta buluculuk mukavelesi imzaladı.
Adem Bingöl, 16 yıl evvel lise öğrencisiyken orta buluculuk tekniğini öğrendiğini belirterek, “Oturduğumuz etraf biraz dertliydi. Gençler ortasında sürtüşmeler yaşanıyordu ancak orta buluculuğun ne olduğunu bilmiyorduk. Karşımızdakiyle empati kuramıyorduk. Gençliğin verdiği heyecan vardı. Feridun hoca derslerimize giriyordu. Bu türlü bir projeyle çıktı karşımıza. Empati kurmayı öğretti. Karşımızdaki insanın ne fikre sahip olduğunu anlamamızı ve bizim de kendimizi onun yerine nasıl koyabileceğimizi öğrendik. Daha sonra bu öğrendiklerimizin farkına varmaya başladık. Feridun hocam vaktinde bize bu sistemi öğretti. Artık biz de kendi çocuklarımıza tıpkı biçimde aktarmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
İKİ TARAF DA KURALLARA UYACAK
Oğlu Rüzgar’ın bilhassa annesinin cep telefonunu alıp internete girdiğini ve vakit kavramını unuttuğunu belirten Adem Bingöl, “Bundan 16 yıl evvel daha deneyimsiz ve cahildik. Ergenliğin verdiği hamasetle tahlilin şiddette olduğunu sanıyorduk. Arbedeler oluyordu. Feridun hocamız bize yol gösterdi. Olayların farklı bir halde çözüldüğünü fark ettik. Vaktinde çok yararını görünce oğlumla yaşadığım sıkıntıları çözmek için onu da buraya getirdim. Rüzgar, biraz vurdumduymaz ve her istediğinin gerçekleşmesini istiyor. Baş edemeyince buraya geldik. Artık bir kontrat imzaladık” dedi.
.
Ali İstek Efendi İlkokulu 2’nci sınıf öğrencisi Rüzgar Çınar Bingöl ise “Telefonda çoklukla oyun oynuyorum, görüntü izliyorum. Annemler, ‘Çok fazla telefon oynadın, artık kâfi, ödevlerini yapalım’ diyorlar. Babam, orta bulucuya beni ‘Maça gidiyoruz’ diyerek getirdi. Lakin tekrar de onları üzmek istemediğim için ara buluculuk kontratını imzaladım. Verdiğim kelamı tutup, hafta sonu 1,5 saat, hafta içi de yarım saat internete gireceğim. Problemin çözülmüş olması nedeniyle mutluyum” diye konuştu.
KAZAN- KAZAN ÇÖZÜMLER
Aynı vakitte 29 yıllık ideoloji öğretmeni olan Müzakereci Arabulucular Derneği Başkanı Feridun Balcı, derslerinde kullandığı prosedür sayesinde çok sayıda çatışmayı çözdüğünü söyledi. Bu eğitim yılı sonunda emekliye ayrılmaya hazırlanan Balcı, dernek işlerine yük vermek istediğini belirterek, “Son yıllarda ülkemizde ebeveynlerle çocukları ortasında çok sık uyuşmazlıklar yaşanıyor. Çocuklar ebeveynleriyle eşit kelam hakkına sahip formda masaya oturup uzlaşmaya çalışıyorlar. Biz de sorduğumuz sorularla onları yönlendiriyoruz. Bu kez da o denli oldu. Rüzgar, hafta sonu 1,5 saat, hafta içi ise yarım saat internet kullanımıyla kabul etti. Babası da bunu onayladı. Müzakere sonucu uzlaştılar” dedi.
Z neslinin ebeveynlerinden sınırsız isteklerde bulunabildiğini lisana getiren Balcı, sıkıntıların dayatmayla değil uzlaşmayla aşılabildiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Çocuklarımızla müzakere etmeden, onları ikna etmeden isteklerini reddettiğinizde yeni sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Yapay zeka çağına girdiğimiz bu günlerde çocukların elinden bilgisayarı, tableti almak tahlil değil. Tek tahlil müzakere etmek, uzlaşmak ve ‘kazan- kazan’ tahliller üretmek. Bugün de bu türlü bir tahlil ürettik. 2006 yılında çalıştığım lisede müzakere orta buluculuk projesi yaptık. Eğitim ortamında öğrenciler kendi yaşadıkları çatışmaları kendi akranlarının yardımıyla orta buluculuk yapıp, çözüyorlardı. Adem o devirden öğrencim. Okulumuzda sık sık fizikî şiddete dayalı arbedeler yaşanıyordu. Adem, 16 yıl evvel bir okulda uzlaşma kültürüne şahit olmasaydı aklına bu tahlil gelmeyebilirdi. Bunu örgün eğitim kurumlarında yaygınlaştırmalıyız. Toplumsal hayatın her alanında diyaloğa, uzlaşmaya, müzakereye açık kuşaklar yetiştirmek gerektiğini düşünüyorum.”(DHA)